9 Haziran 2010 Çarşamba

uygun adım salak..!

iddia ediyorum kadın-erkek ilişkileri evrenin hesaplanması en zor denklemidir. ilişkinin gidişatını belirleyen onca unsur var ki bunu yaşayan kişiler durumu değerlendirmeyi bırakıp çoğu zaman yaşamaya yönelir. çünkü çözümlenecek gibi değildir ve kimse bu heyecanlı,entrikalı,şehvetli,arzulu,hırslı illşkiyi bırakıp çözümleme telaşına düşmez..

bu hiç şüphesiz rasyonelliktir.

zaten irdeleme yoluna gidilirse yeryüzünde yalnız insan sayısı hiç olmadığı kadar artar,korkutmayayım ve abartmayayım ama insan neslinin sonu gelir.

bakıldığında yanyana gelinmesinde bir mantık bulamadığınız yüzlerce çift görmüşsünüzdür.sorulduğunda kadınlar ya kendilerini güldürdüklerini söylerler ya da o kişinin "farklı" olduğunu... gülünç ama sahiden bu kadar sıradan yanıtlanır.yıllar önce haşmet babaoğlu'nun bir yazısında bu "farklı" lık üzerinde durulmuştu. yazının başlığı da "sizi seviyorum ,çünkü farklısınız..!" haşmet babaoğlu'na göre açıklama farklılıktan geçiyor. ben içeride bir yerlerde genetik bazı güdülerin de etkili olduğunu düşünüyorum.

kadınlarda erkeklerde olduğundan daha baskın olarak "neslin devamını garantiye alma" güdüsü var. bu çok etkili.. maddi gücü yerinde olan çirkin adamların bu kadar çok iş yapmasının altında azıcık da olsa bu güdünün parmağı var.

ama bu kadar "artist artist" konuştuğuma bakmayın.. "ne olursan ol senin peşinden gelirim ben." diyen şahane kadınları, " bu hatun da benden iyisini mi bulacak?" diye düşündüğü zamanda senin yüzüne bakmayan kadınları da anlamış değilim.( her iki kadına da aynı düzeyde kur yapıldığı bilindiğine göre ) iki kadın karşılaştırıldığında "sana göre-bana göre" değil ,tartışmasız peşimden gelen hatun diğerine beş basar..

ben neden o suratsız kadının gönlünü istiyorum o da ayrı bir mevzu.. "doyumsuzluk" olabilir mi? yoksa bende de mi güdü var? eyvah eyvah..!

ilişkilerde hafif de olsa bir "işe alım" ciddiyeti vardır. ücret beklentisi,kariyer olanakları,işe ulaşım,karakteristik özellikler( motivasyon,itici güç,sonuç odaklılık,kendini geliştirebilmek ,misyon vizyon ' a uygunluk...) gülümsediğinizi görür gibiyim..şaka gibi ama böyle ,üzgünüm.. buradan 600 km mesafedeki birisiyle ,gün içinde ulaşabileceğin birisiyle arasındaki seçimin (iki kişinin diğer değerleri birbirine yakın olduğu bilindiğine göre ) yakın olandan yana olur.

haydi biraz kadınsı yorum getirelim bu duruma. kadınlar erkeğinin nefesini enselerinde hissetmek isterler. "kendimi kötü hissediyorum canım." dediğinde pencere altında elinde bir buket çiçekle,seramoni yapabilmedir er kişi.. kadınların zaten konuşmalarında kullandıkları kelimeler birer "kısayol"dur arkadaşlar. her kelimenin birer izdüşümü vardır. çoğu zaman kadının söyledikleri değil verdiği mesaj önemlidir. ahmet altan "üşüyorum diyen kadına sarılmalısınız, salak gibi içeri gidip battaniye almayın." der. bu yeraltı iletişiminde 24 saat hazır olamayanlar şöyle ayrılsın,o arkadaşları ayrı değerlendireceğiz.

kadınlar bizim bu mesajları anlamadığımızı düşünür. hiç öyle sanmayın, "salağa yatma " gibi muhteşem bir kamuflaj yöntemi vardır ki kadınların o radyasyon yayan nükleer romantizm hevesinden korunmanın başka yolu yoktur.
kadınlar bıktırılana kadar romantizm ister. bıkınca da o adamı sepetler. e arkadaşım bir paket çikolata olarak görülmek çok can sıkıcı ama..

salak vaziyeti al, kafa kuma, uygun adım salağa yat..!

1 yorum: